Mim Sorunsalı...

Çok dertliyim, sormayın. İzlediğim sayfaların mimleri bir bir dökülüyor lakin biraz asosyallik var, bir kere de mimlenmedim. İçim gidiyor iki soruyu da röportaj edasında cevaplayım diye. Veee aynakarşısında'nın bloğunda gezinirken isteyen yapsın'lı bir mim gördüm. İçime su serpildi, hahah... Çok keyifle kısa kısa cevaplıyorum.

Mantığın mı yoksa duyguların mı ön plandadır?

Duygularım ön plandadır. Mantıkçı olmaya çalışsam da duygularım beni daha çok yönlendirir. İyi durum olsun kötü durum olsun çoğunlukla tezcanlıyımdır. Duygularım mantığımla bağdaşmıyorsa duygularıma mantıklı bir yön bulurum. Tam bir yengeç kadınıyım; duygusal.

İnsanlar niye mutlu değiller? Niye gözlerinin önündeki mutluluğu görmüyor ve şükretmesini bilmiyorlar?

Çünkü insanlar doymuyorlar ve ölüm gerçeğinin farkında değiller. İnsanlar için her şey bir sorun olmaya yetiyor. Bense her an ölecek gibi yaşıyorum. Belki iyi bir şey değil ama ölümün çok farkındayım. Bu yüzden yaşamanın kıymetini anlıyorum. Her güzel kare beni mutlu etmeye yetiyor.

Haklı olduğun konuda kendini savunur musun yoksa susmak adalet mi dersin?

Sustuğumda mı daha karlı çıkacağım yoksa konuştuğumda mı, buna bakarım. Bazen bana bir şey katmayacak olsa da duygusal olarak susmadan edemem. Ama susmadan edebiliyorsam, sonucu gözönünde bulundurarak davranırım. Bazen konuşmak iyi sonuçlar doğurmayabiliyor. Sadece karşımdakini düşüncelerimle yüzleştirmek için hayatımın geri kalanını sıkıntılı geçirmeyi göze almam. Bu ailevi, eğitim veya siyesetle alakalı olabilir. Haklı olduğumuzu düşündüğümüz her şeyi savunsak fazla sivrilmiş ve anlamsız davranıyor oluruz. Bir işe yaramayacaksa sadece muhalefet olmak için hakkını aramak bana anlamsız geliyor. Bu durum karşımdakinin dediklerimi anlayıp anlayamayacağını düşünmeme göre de değişir. Herkes her şeyi anlamaz.

Tok gözlü müsün yoksa her şeyim olsun diyenlerden misin?

Hep tok gözlü oldum. Çünkü isteyip ulaşamadığında mutsuz olursun. İkinci soruya bağlanıyor benim açımdan bu soru. İstediğim şeylerin olmaması ihtimaline karşı beklentilerimi hep düşük tutarım. Bu ufkumun geniş olmadığı anlamına gelmiyor. Doyum açısından sadece... Bazen diyorum ki piyango çıksa her gün bir kilo pastırma yerim heralde diye... Yani o kadar. Yani lüks hayat vs. Eee yani 500m2 evde yaşasan ne yaşamasan ne. Bir giydiğini bir daha giysen ne giymesen ne. Ter akıtmadan elde edilen her şey ilaç gibi gelir. Kolay gelir. Ama olmazsa olmaz, illa ki olmalı denecek şeyler değildirler bence.