Kolyelerimden birinin ulaştığına dair bugün öğlen mail aldım. Akşamüstü yollamıştım, kargonun hızına şaştım kaldım. Meryem bloğunda da paylaşmış hediyesini. Teşekkür ediyorum kendisine. Yeni başladığı bloguna buradan ulaşabilirsiniz: tık tık... Kendisinin de bahsettiği gibi tanımadık kişilerle hediyeleşmek çok keyifliymiş. Hiç tanımadığın birine hediye yollamak bana noel annelik gibi geldi. Yollamaya doyamadım. Alışveriş yapıp herkese birşeyler yollayasım geldi, ama ne mümkün. :)
Bir başka çekilişi de arkadaşlarım arasında yaptık ve bana bu hediye geldi:
Nasıl hoşuma gitti anlatamam. Dikkat! Tablo değil. Van Gogh'dan gece cafe teras tablosu 1000'lik puzzle. Beni daha çok neşelendirecek bir hediye düşünemiyorum. :) Bu keyif verişte puzzle olmasının yanında tablonun çok güzel olmasının da payı çok. Duvarlarında yapılmış pazıllarını çerçevelettirip asanları hep kınardım. Iyyy çok kötü, yapmışsın aferin de niye asıyorsun diye... Şimdi ilk yapmak istediğim pazılı bitirip çerçeveletmek. Eee o kadar emek vereceğim, çöpe mi atayım... :)) Yaa dünya böyle işte, kınadıkların başına gelirmiş. Diyorum ki, eğer deli dolu, çocuk ruhlu birilerine hediye konusunda kararsızlık yaşıyorsanız sanırım bu puzzle fikri gerçekten güzel bir fikir.
Bu arada mimlenmişim merve tarafından; büyük isyanımdan ötürü. :) Çok mutlu oldum. :) Finallerim var, en kısa zamanda resimlerini hazırlayıp yapacağım.
Bunu dinlemeden çıkmayın. :)
Bunu da eklemeden geçemedim:
Dayanamadım, bir de bu var:
Hiç yorum yok:
Bir yorum bırak, sence? :)